





CEZA DAVASININ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞMESİNİN TAZMİNAT HAKLARINA ETKİSİ
1- Ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması durumunda, hukuk mahkemesinde tazminat davası açabilmenin koşulları
a) Zarar gören, kişisel hak istemiyle ceza davasına katılmış ve bu dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmış ise, ceza hakiminin buna ilişkin kararı ile kesilen zamanaşımı yeniden işlemeye başlayacağından, hukuk mahkemesinde hukuk zamanaşımı süresi içerisinde tazminat davası açılabilecektir.
Bir başka anlatımla, davacının ceza davasına kişisel hak istemiyle katılmasıyla kesilen hukuk zamanaşımı, (818/BK.m.133 ve 6098/TBK.m.154) ceza zamanaşımının dolması nedeniyle ceza davasının ortadan kaldırılması kararının kesinleşmesinden sonra yeniden işlemeye başlayacak ve bu süre içinde hukuk mahkemesinde açılan tazminat davası zamanaşımına uğramamış olacaktır.
Dava açma süresi, olay doğrudan haksız eylem ise BK. m.60/1’deki bir yıllık (yeni TBK.m.72’deki iki yıllık), trafik kazası ise KTK. m. 109/1’deki iki yıllık zamanaşımı süreleri olacaktır.
b) Eğer zarar gören, ceza davasına katılmamış veya katılıp da kişisel hak (tazminat) istememiş ise, süresi dolmuş olan ceza davası zamanaşımından artık yararlanamayacağı gibi, haksız eylem zamanaşımını da geçirmiş olduğundan, artık hukuk mahkemesinde tazminat davası açamayacaktır. Veya açmış olup da, davalı zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise, dava reddedilecektir.
2- Çeşitli görüşler
Zarar görenin kişisel hak istemiyle katıldığı ceza davasının zamanaşı¬mı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi durumunda, hukuk mahkemesinde açılacak tazminat davasının bağlı olduğu zamana¬şımı konusunda şu görüşler ileri sürülmüştür:
a) Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinin 14/2/1963 Gün, 902 Esas, 1076 Karar sayılı ilamına göre, "...ceza mahkemesince zamanaşımı sebebiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilme¬si, failin eyleminin cezayı müstelzim olduğu sonucunu da ortadan kaldırdı¬ğından, hukuk mahkemesince davada BK. 60.maddesinin 2. fıkrasında yazılı ceza zamanaşımı değil, suçtan zarar görenin müdahale ettiği kamu da¬vasının ortadan kaldırılmasına ilişkin kararın kesinleştiği tarihten başlayacak olan aynı maddenin ilk fıkrasında (Bk.60/1’de) yazılı (bir yıllık) (yeni yasada iki yıllık) zamanaşımının uygulanması ge¬rekir."
Bunun gibi, Dördüncü Hukuk Dairesinin 5/6/1967 Gün, 3571 Esas, 4086 Karar sayılı ilâmına göre de, kamu davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin ceza hâkimi kararının kesinleşmesinden başlayarak (1) yıl içinde (yeni yasada iki yıl içinde) zarar görenin hukuk mahkemesinde giderim davası açması gerekir.
Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıl¬ması kararı, BK.m.136/1 (TBK.m.157/1) anlamında hâkim kararı niteliğinde bulunduğundan, bu kararın kesinleşme gününden işlemeye başlayan kesilen zamanaşımı kadar bir süre içinde hukuk mahkemesinde giderim davası açılabilir.
Ceza davasında kişisel hak istenmemiş olupta zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilirse, böyle bir durumda ke¬silen ve yeniden işlemeye başlayan uzun süreli ceza davası zamanaşımı içinde hukuk mahkemesinde giderim davası açılması söz konusu olamaz.
Bk.a.60/I'e (TBKm.72’ye) göre, öğrenmeden başlayarak bir yıl içinde (yeni yasaya göre iki yıl içinde) hukuk mahkemesinde zarar görenin giderim davası açması gerekir.
b) Yargıtay’ın bazı kararlarına göre, kamu davasıyla birlikte kişisel hak da istenmesi ve kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi durumunda, kamu davası devam ettiği sürece kişisel hak derdest sayılacağından, kişisel hak sahibi, ceza davasının düşmesine karar verildiği tarihten itibaren bir yıl içinde hukuk mahkemesinde dava açabilir.
c) Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesi, hukuk mahkemesinde açılacak şahsi hak davasını etkilemez. Şahsi hak davası, ceza davasına müdahale yolu ile açılmış olup da, ceza davası zamanaşımına uğramış ise, bu hal müdahale edenin şahsi hakkının da düşmesini gerektirmez ve adı geçen iddiasını hukuk mahkemesi huzuruna götürmek yetkisine sahip olmak gerekir.
d) Ceza Mahkemesi, ceza davasıyla birlikte suçtan kaynaklanan maddi ve manevi zararlar dolayısıyla istenecek tazminat hakkında da bir karar verebilir. Ancak kamu davası zamanaşımı gibi bir sebeple düştüğü taktirde artık şahsi hak davasına bakamaz veya bakmaya devam edemez. Mağdur bu hususta hukuk mahkemesine dava açabilir.
e) Ceza Genel Kurulu'nun 26.9.1938 gün, 302/289 sayılı kararında "zamanaşımı nedeniyle hükmün şahsi hak noktasından bozulmasına ve kamu davasının zamanaşımından dolayı şahsi hak davasının ortadan kalkmayacağının Ceza Kanununun 110. maddesi hükmü gereği olmasına ve şahsi hakka ilişkin davalara ceza mahkemesinin bakmasının usulden olmamasına göre, olayda şahsi hak noktasından müdahilin ilgili mercie (hukuk mahkemesine) başvurabileceğine karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
3-Ceza davasının düşmesiyle hukuk mahkemesinde dava açma süresi
Duraksamaları ve yanılgıları gidermek için bir kez daha belirtelim ki:
a) Eğer ceza davasına katılınmamış ve kişisel hak istenmemişse yada yazılı veya sözlü olarak hukuk mahkemesinde tazminat davası açma hakkı saklı tutulmamışsa, ceza davası zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldıktan (ceza davası düştükten) sonra, artık hukuk mahkemesinde tazminat davası açılamaz.
b) Eğer ceza davasına katılınmış ve kişisel hak istenmişse yada hukuk mahkemesinde tazminat isteme hakkı saklı tutulmuşsa, ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması (davanın düşmesi) kararının verilmesinden sonra, kararın kesinleştiği tarihten başlayarak (1) yıl ve yeni yasaya göre (2) yıl içinde hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açılabilecektir.
4- Yargıtay kararları
Ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması durumunda, tarafların şahsi hak yönünden hukuk mahkemesinde dava açmakta özerk bulunmalarına karar verilmesi gerekir.
Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesi, hukuk mahkemesinde açılacak şahsi hak davasını etkilemez. Şahsi hak davası, ceza davasına müdahale yolu ile açılmış olup da, ceza davası zamanaşımına uğramış ise, bu hal müdahale edenin şahsi hakkının da düşmesini gerektirmez ve adı geçen iddiasını hukuk mahkemesi huzuruna götürmek yetkisine sahip olmak gerekir
Ceza Mahkemesi, ceza davasıyla birlikte suçtan kaynaklanan maddi ve manevi zararlar dolayısıyla istenecek tazminat hakkında da bir karar verebilir. Ancak kamu davası zamanaşımı gibi bir sebeple düştüğü taktirde artık şahsi hak davasına bakamaz veya bakmaya devam edemez. Mağdur bu hususta hukuk mahkemesine dava açabilir
Sanıklar hakkındaki davanın zamanaşımına uğraması durumunda, artık, müdahil yararına tazminata karar verilmesi olanaksızdır.
Ceza Genel Kurulu'nun 26.9.1938 gün, 302/289 sayılı kararında "müruruzaman sebebiyle hükmün şahsi hak noktasından bozulmasına ve amme davasının müruruzamandan dolayı şahsi hak davasına halel gelmeyeceği Ceza Kanununun 110. maddesi hükmü iktizasından bulunmuş olmasına ve şahsi hakka inhisar eden davaları ceza mahkemesinin bakmasına usulen cevaz olmamasına göre hadisede şahsi hak noktasından müdahilin ait olduğu mercie müracaatta muhtariyetine karar verilmesi" gerektiği belirtilmiştir.
Bu itibarla, ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması halinde tarafların şahsi yönünden hukuk mahkemesinde dava açmakta özerk bulunmalarına karar verilmesi dosya kapsamına ve yargılamanın niteliğine göre daha isabetli olacağından direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
CGK.12.11.1990, E.1990/6-244 - K.1990/271
Ceza davasına katılan davacı, uğradığı maddi zararın ödetilmesini istemiş olup, zamanaşımının dolması nedeniyle ceza davasının düşürülmesine ve davacının hukuk mahkemesinde tazminat davası açmakta muhtariyetine karar verilmiş olmakla, bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak (1) yıl içinde açtığı davanın süresinde açılmış olduğunun kabulü gerekir.
Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davasında, haksız eylem nedeniyle orman yangınına yol açmaktan dolayı uğranılan zararın ödetilmesi istenmiştir. Yerel mahkemece, zamanaşımı nedeniyle dava reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Orman yanmasına yol açmak suçundan davalılar hakkında ceza davası açılmış; ceza davasına katılan davacı Orman İdaresi, uğradığı maddi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Ceza mahkemesinin kararı ile davalılar cezalandırılmışlar ve katılan davacı Orman İdaresinin “tazminata ilişkin olarak hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine” karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin kararıyla, ceza zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle, ceza davasının düşürülmesine karar verilmiştir.
Katılan davacı Orman İdaresinin “tazminata ilişkin olarak hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine” ilişkin olarak verilen karar, Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin kararıyla kesinleştiğine göre, eldeki davanın (1) yıllık süre içinde açıldığı kabul edilmelidir.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
4.HD.03.06.2010, E.2010/5469 K.2010/6227
Ceza davasına “kişisel hak” istemiyle katılma durumunda, ceza mahkemesince zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesinden ve bu kararın kesinleşmesinden başlayarak (1) yıl içinde hukuk mahkemesinde tazminat davası açılması gerekir.
Davacı, suç niteliğindeki haksız eylem için sanık durumundaki davalıya karşı açılan kamu davasına (haksız eylem yüzünden gerçekleşen) zarar tutarını bildirerek, ödetilmesi isteğiyle katılma dileğinde bulunmuş ve ceza davasına katılmasına karar verilmiştir. O halde, zamanaşımı, ceza davasında verilen düşme kararıyla hukuk yönünden kesilmiş ve davacı hükmün kesinleşmesi gününden başlayarak bir yıl geçmeden hukuk mahkemesinde tazminat davasını açmıştır. Zarar yönünden zamanaşımı gerçekleşmediğine göre, işin esasının incelenmesi gerekirken, aksi görüşle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4.HD.05.06.1967, E.3571 - K.4086
Ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması durumunda, ceza davasına katılarak “kişisel hak” isteyen davacı, ceza davası kararının kesinleştiği tarihten başlayarak (1) yıl içinde hukuk mahkemesinde tazminat davası açabilir.
Davacı, davalı hakkında açılan ceza davasına şahsi hak talep ederek müdahale etmiş ve mahkemenin şahsi hak hakkında bir karar vermemesi nedeniyle ceza kararını temyiz etmiştir.Yargıtay denetimi sırasında ise, ceza zamanaşımı süresi dolduğundan ceza davası ortadan kaldırılmıştır.
Eylemin ceza hukuku açısından zamanaşımına uğramış olması, şahsi hakka etkili değildir.Davacı, ceza davasına şahsi hak talep ederek katıldığına göre bu tarihten itibaren zamanaşımı süresi kesilmiştir. (BK.m.133) Ceza davasının ortadan kaldırılması nedeniyle kesilen hukuk zamanaşımı, en erken ceza dosyasının ilgili mahkemeye geldiği tarihten itibaren başlar. Dava süresinde açıldığına göre (1) yıllık zamanaşımı dolmamıştır.
O halde mahkemenin, davacının ceza mahkemesinde şahsi hak talebinin zamanaşımını keseceğini gözetmeden hüküm kurması hatalı olmuştur. Karar, işin esası incelenmek üzere bozulmalıdır.
4.HD.27.03.1989, E.10412 – K.2807
5- Ceza davasının Af Yasasıyla ortadan kaldırılmasında durum
Af Yasasıyla cezayı gerektiren haksız eylemler ceza niteliklerini kaybederler; artık bunlara ceza zamanaşımı uygulanmaz. Hukuk zamanaşımının uygulanması gerekir. Hukuk zamanaşımının başlangıcı konusunda şöyle bir ayrım yapmak gerekir:
a) Af Yasası kamu davası açılmadan önce çıkmış ise, bir yıllık hukuk zamanaşımı süresi Af Yasasının yürürlüğe girdiği tarihten işlemeye başlar.
b) Eğer Af Yasası kamu davasının açılmasından sonra çıkmış ise, bu durumda da bir yıllık hukuk zamanaşımı af nedeniyle ceza davasının düşmesine ilişkin kararın kesinleşmesi gününden işlemeye başlayacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.1981 gün E.1979/4-231 K.1981/744 sayılı kararında belirtildiği üzere:
“07.12.1955 gün 17/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre "... cezayı gerektiren haksız eylemler af nedeniyle cezai niteliklerini kaybedeceklerinden ceza zamanaşımı bunlara uygulanmaz. Hukuk zamanaşımının uygulanması gerekir..." Bu gibi durumlarda bütün sorun BK.nun 60/1. maddesinde öngörülen (1) yıllık hukuk zamanaşımının hangi tarihten itibaren başlayacağıdır. Yargıtay'ın bugüne kadar istikrarla vaki uygulamalarına göre; Af Yasası kamu davası açılmadan önce çıkmış ise, bir yıllık hukuk zamanaşımı süresi Af Yasasının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren: şayet Af Yasası kamu davasının açılmasından sonra çıkmış ise, bu takdirde de af nedeniyle ceza davasının düşmesine ilişkin kararın kesinleşmesi gününden itibaren işlemeye başlayacaktır. Burada, suçtan zarar görenin kamu davasına katılmış olup olmamasının bir etkisi yoktur. Her iki halde de bir yıllık hukuk zamanaşımının uygulanması gerekir.