





ZARAR GÖRENİN KUSURU YOKSA, SORUMLULAR ORTAKLAŞA VE ZİNCİRLEME SORUMLU OLURLAR. KUSUR ORANLARINA BAKILMAZ.
ZARAR GÖRENİN KUSURU YOKSA, SORUMLULAR ORTAKLAŞA VE ZİNCİRLEME SORUMLU OLURLAR. KUSUR ORANLARINA BAKILMAZ.
1) Eğer zarar görenin kusuru yoksa, sorumlular arasındaki kusur dağılımına bakılmaksızın, ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk kurallarına göre zararın tamamı sorumluların hepsinden veya sadece birinden istenebilir. (BK. m.50,51 ve 142 vd.hükümleri) (Bu konuda ayrıntılı bilgilenmek için SİTE’mizin “Araştırma Yazıları” bölümündeki “Ortaklaşa ve Zincirleme Sorumluluk” başlıklı yazımızı ve o yazıda yer alan Yargıtay kararlarını okumalısınız.) Burada (herkes okusun ve yararlansın diye) o yazıdan bir bölümü aşağıya aktarıyorum:
a) Borçlar Kanunu 50.maddesine göre “Birden fazla kişiler birlikte bir zarara neden olmuşlarsa, sorumluluk derecelerine bakılmaksızın ve eylemlerinin türü yönünden bir ayrım yapılmaksızın, zarar görene karşı, her biri ayrı ayrı zararın tamamından ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar.”
Gene Borçlar Kanunu’nun 51.maddesine göre “Birden çok kimseler değişik nedenlerle aynı zarardan sorumlu olurlarsa, zarar görene karşı ortaklaşa zincirleme sorumlu olurlar.”
Zarar gören, bu iki hükme dayanarak Borçlar Kanunu 142.maddesine göre zararının tümünü zincirleme sorumlulardan birine karşı açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsine karşı açacağı tek dava ile de isteyebilir.
Yasa’nın 141.maddesi gereğince zincirleme sorumluluk (teselsül), ister yasalardan ve ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı yalnızca zarara uğrayanın, daha geniş bir deyimle, alacaklınındır. (HGK.24.06.1983,E.1981/9-533-K.1983/724; YKD.1984/6-839)
b) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88.maddesine göre de, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar ortaklaşa ve zincirleme sorumlu tutulurlar ve BK. m.141’e göre borçlulardan her biri borcun “tamamından” sorumludurlar.(19.HD. 02.04.1993, E.1992/8679 - K.1993/2410; YKD.1993/11-1702)
c)Zarar görenin kusurunun bulunmaması durumunda, sorumlular arasındaki kusur dağılımının araştırılması ve ayrıntıları ile belirtilmesi gerekmez. (11.HD.24.02.1989,1275-1106(YasaHD.1990/6-873,no:337)-11.HD.27.04.1989, E.1988/5361 K.1989/2636 (Yasa H.D. 1990/6-873, no: 338) - 11.HD.10.10.1995, 6294-7366 (G.Eriş, age., sf.684, no: 164) - 11.HD. 22.12.1988, 5480-7823)
2) Somut olayda art arda ve birbirinden bağımsız zincirleme kaza olmuş ise de, her iki sürücünün kusurlu eylemi aynı zararı doğurmuştur. Bu durumda hem BK 50’ye ve hem de 51’e göre kazayı yapanlar ortaklaşa ve zincirleme sorumludurlar.
3)Yola çıkan eşeğe kusur verilmesi bir yol etkenidir. Bunun, kimliği belirsiz kamyondan düşen bir eşyanın sebep olduğu kazadan ya da Karayolları yol yapım hatasından bir farkı yoktur. Hem kazanın oluşunda eşeğin yola çıkması etkeni, zarar göreni (davacıyı) ilgilendiren bir husus da değildir. Onun kusuru olmadığına göre, açacağınız maddi ve manevi tazminat davasında bu husus üzerinde durulmayacaktır. Ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olan araç sahipleri (işletenler) ve sürücüler, size tazminat ödedikten sonra, dilerlerse ve eşeğin sahibini tespit edebilirlerse, ona karşı eşeği başıboş yola saldığı için rücu davası açabilirler.
4) Sonuç olarak siz, kusur oranlarına bakmayıp, kazaya karışan araçların sahiplerini, işletenlerini, sürücülerini ve araçların Trafik Sigorta Şirketlerini Borçlar Kanunu’nun ve 2918 sayılı KTK’nun “ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk” hükümlerine göre dava edebilirsiniz.