





İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ İLE MALULİYET TESPİTİ VE ÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ KONULARINDA BİR BİLİM ADAMIYLA YAPLAN SÖYLEŞİ
İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ İLE MALULİYET TESPİTİ VE ÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ KONULARINDA BİR BİLİM ADAMIYLA YAPLAN SÖYLEŞİ
Soru: Sayın Prof.Dr.Yaşar Bilge kendinizi tanıtır mısınız?
Yanıt: Ankara Üniversitesi tıp Fakültesini 1985 yılında bitirdim. 1988 yılına kadar Isparta Yalvaç Kapalı Cezaevi hekimliği görevinde bulundum. Ocak 1988'den itibaren Ankara Üniversitesi Tıp FakültesiAdli Tıp Anabilim Dalında çalışmaya başladım. 1993 yılında uzman, 1995 yılında Yardımcı doçent, 2000 yılında doçent ve 2007 yılında profesör oldum. Halen aynı fakültede öğretim üyesi olarak çalışmaktayım. Evli ve iki çocukluyum.
Soru : İş Sağlığı ve Güvenliği alanında karşılaşılan sorunlardan biri de iş kazalarına ve meslek hastalıklarına bağlı özürlülük, iş görememezlik halleridir. Bu konuyla ilgili görüşünüsü alabilir miyim ?
Yanıt: Öncelikle bir kelimeyi düzeltelim. İş Sağlığı yerine İşçi veya Çalışan Sağlığı olmalıdır.Buna göre İşçi Sağlığı ve İş güvenliğine ait iş kazalarına bağlı yaralanmalar sonucu çalışanlarımız sıklıkla bacak, ayak, el ve kol yaralanmalarına bağlı iş göremez, maluliyet yada ölme durumuna girmektedir. Bu nedenlerle öncelikle iş yerlerinde risk hesaplama ve buna göre önlem alma süreçlerini geliştirmekteyiz, geliştiriyoruz da. Bu konuda ülkemizde verimli çalışan kuruluşlarımız var. Meslek hastalıkları ise işin yürütülmesine ait belli çalışmalar sonucu ortaya çıkan hastalıklardır. Nadiren bir kez ajana maruz kalmakla da
hastalık ortaya çıkması halini de meslek hastalığı sayıldığı da dikkate alındığında meslek hastalığı ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken sınırı genişletmek gerekir. Ayrıca kişinin belli hastalığa meylinin bulunması da meslek hastalığının ortaya çıkardığını, ilerlettiğini, olumsuz sonuçlanmasını hızlandırdığı da dikkate alındığında bu konularda ortak çalışma alanlarımızın olduğunu kolaylıkla görebiliriz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre ülkemizde ve dünyada iş kazası ve meslek hastalığına bağlı hastalanma ve ölme durumları önlenebilir düzeye çekmek mümkün. Bu sebeplerle bu alanda iş birliği yapma potansiyelimizi artırmak ve uygulamak zorundayız.
Soru: İşçi Sağlığı ve İş güvenliği alanında çalışan bir hekim olarak karşılaştığınız sorunları tanımlar mısınız ?
Yanıt: Öncelikle bu tür dosyaları incelerken tanımlama kriterlerinde sorun bulunmaktadır. Bunların başında işe uygun kişi tanımlamasını yaparken dikkat edeceğimiz hususlar gelmektedir. Öncelikle iş güvenliği sağlanır. Sonra işe uygun kişi için işe giriş ve periyodik muayene kayıtları incelenmektedir. Örnek verecek olursak gürültülü bir ortamda çalışan bir işçi için muayene bulguları ve işitme testlerinin kaydı önemlidir. İlliyet bağı dediğimiz durumda iş yerinde çalışanın ilk ve periyodik muayenesindeki işitme kayıp
derecelerinin kaydı hem iş güvenliği açısından tedbir almamızı sağlar hem de çalışan kısa sürede maluliyet ve iş göremezlik durumları tespit edileceğinden hukuki itilaflar az olacak. Uzlaşma ile çözümler kolaylıkla sağlanacaktır.
Soru: İş kazası ve meslek hastalığından ne anlıyorsunuz?
Yanıt: SSK Yasası 11/a ve İş Yasası'nın 77. Maddesine göre iş kazası "Sigortalının, İşyerinde bulunduğu sırada, Yürütülmekte olan iş dolayısıyla, İşveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, Emzikli kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda İşverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında
ortaya çıkan, sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır. Meslek hastalığı, sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, (sakatlık veya ruhsal arıza halleridir) bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir.
Soru: Özürlü, Maluliyet ve iş göremezlik dediniz bu kavramları açar mısınız?
Yanıt: 16 Temmuz 2006 Tarih ve 26230 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu ve Raporları Hakkındaki Yönetmelikte Özürlü doğuştan veya sonradan bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan birey olarak tanımlamıştır. Özürlüler için pozitif ayrımcılık olan hakları kanunen tanımlanmış olup, kişi bunlardan yararlanmaktadır. Maluliyet işe başladığında sağlıklı olan veya eski ve çalışmaya engel olmayan hastalığı olan bireyin çalışma yaşamı içinde iş yeri koşullarına bağlı olan bir hastalığın gelişmesi veya kaza sonucu kişinin sağlığının zarar görmesi neticesinde tedavi edilemeyen sürekli iş görmezliğe yol açan durumlardır. İş göremezlik durumu ise kaza veya meslek hastalığına bağlı hastalık sonucu kişinin işinden olma, işini yapamama süreleridir. Başkalarının sürekli bakımına muhtaç olma durumu da kaydedilmelidir.
Soru : Özürlülük, maluliyet ve iş görmezlik süreleri farklı olduğuna göre maluliyetle ilgili alanda karşılaşılan temel sorunları belirtir misiniz?
Yanıt: Maluliyetle ilgili Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzük 23.03.1979 yılında 16587 no ile çıkarılmıştır. Bu tüzüğün uygulaması sırasında karşılaşılan temel güçlükler şunlardır: Güncel olmadığından dolayı yeni tanımlanan hastalıklar bulunmamaktadır. Tüzük çıkarıldıktan sonraki bilimsel değişiklikler uygulamaya yansıtılamamıştır. Örneğin Tüzük çıktıktan sonra bulaşıcı hastalıklarla ilgili yeni düzenlemeler yapılmış. Meslek hastalığına, iş kazalarına ait pek çok eklentili durumlar bulunmaktadır. Maluliyetin hastanın takibi sırasında da değişebileceği de gözlenmiştir. Tüzüğümüzde bazı hastalıkların tanımlanmaması, yanlış maluliyet değerinin verilmesi hastaların aldıkları rapora itiraz etmelerini de artırmaktadır. Maluliyet hesaplanmasında mağdurun yaş ve meslek durumunun değerlendirmesine ait de sorunlar yaşanmaktadır. Meslek ve yaşa göre değerlendirme yaptıktan sonra ayrıca tazminat hesaplanırken de bunlara ait yeniden değerlendirme yapılması da sorunların artmasına yol açmaktadır. Maluliyetle ilgili davaların 2 ila 24 yıl sürdüğü dikkate alındığında bu konuda çalışmamız gereğini söyleyebiliriz.
Soru: Çözüm önerilerizi sıralar msınız ?
Yanıt: Çözüm önerilerim şunlardır:
1. Fonksiyon kaybı sınırlandırılmasında “işlevsellik, yeti yitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırılması (ICF) Ölçütleri dikkate alınabilir.
2. 16 Temmuz 2006 Tarih ve 26230 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu ve Raporları Hakkındaki Yönetmelikte belirtildiği gibi muayene etmede güncel tanımlamalar yapılmalıdır. Buna göre tüzük veya yönetmelik çıkarılabilir.
3. Bu konuda diğer ülkelerde hazırlanan baremler dikkate alınarak bu konuda yeni rehber hazırlanmalıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Üniversiteler, SGK Sağlık İşlemleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu, Adli Tıp Kurumu, Türk Tabipler Birliği, Sendikalar ve benzeri kurumlar bu konuda usul belirlendikten sonra ortak çalışma yapabilir.
4. Bilimselm olarak kongre, sempozyum, dergi çıkarma işlemi yapabilir.
5. Fonksiyonel kayıp oranlarının yaşamın her alanında etiketleyici olması nedeniyle uğranılan hak kayıpları (Noterde malül insanın hukuki ehliyetinin olup olmadığının tespitinin istenilmesi gibi) önlenmelidir.