ÖZET : Davacı murisi zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bulunmayan otobüsün yapmış olduğu kaza nedeniyle vefat etmiştir. Davalı fonun tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürülererek, dava açılmıştır. Mahkemece, kazanın şehirlerarası yolcu taşıması sırası
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 9.3.2010 E. 2008/11820 K. 2010/2587
ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI BULUNMAYAN ARAÇ GÜVENCE HESABININ SORUMLU OLMASI(5684/m.14 VE Karayolu Taşıma Yönetmeliği/m. 64, 65, 66)
KARAR : Davacılar vekili, müvekkilinin murisinin içinde yolcu olarak bulunduğu otobüsün yapmış olduğu kaza nedeniyle vefat ettiğini, aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının bulunmadığını, bu nedenle davalı fonun tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 80.000 YTL'nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kazayı yapan aracın şehirlerarası düzenli yolcu taşımacılığı yapmaması nedeniyle zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yapma zorunluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın şehirlerarası yolcu taşıması sırasında meydana geldiği ve işletenin zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırması gerektiği halde bunun yapılmadığı, bu nedenle davalı Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA 09.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 19.2.2001 E. 2000/10348 K. 2001/1415
ZORUNLU KOLTUK FERDİ KAZA SİGORTASI
BİR CAN VE MEBLÂĞ SİGORTASI OLMASI
TAMAMININ ÖDENMESİ GEREĞİ
ÖZET : Otobüs zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası tür itibariyle can sigortası türü olup, rizikonun gerçekleşmesi ile sigortalı ölmüş ise poliçede ölüm halinde ödenecek sigorta bedeli gösterilmiş bulunduğundan ve sigortanın bu bölümü bir meblağ sigortası niteliğinde olduğundan gerçek zarar hesaplamasına girişilmeksizin bu miktarın aynen ödenmesi gerekmektedir.
Bu tip sigortalarda sigorta bedeli maktu olup, yargılama yapmayı gerektirmez. Alacağın likit bir alacak niteliğinde bulunması nedeniyle itirazın iptali davası olarak açıldığı taktirde talep halinde ve sair şartlar oluştuğunda davacılar yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de mümkündür.
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin babası Oktay'ın davalı şirkete Ferdi Kaza Koltuk Sigortası ile sigortalı bulunan araçta yolcu iken meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, poliçe bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ile, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yasal belgelerin tamamlanmak suretiyle müvekkiline müracaat edilmesi gerektiğini, temerrütleri bulunmadığını, likit bir alacak olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre; davacıların murisinin davalı şirket tarafından ferdi kaza koltuk sigortası düzenlenmiş araçta geçirdiği kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların gerçek zararlarının poliçe teminatının üstünde olduğu, alacağın likit olmadığı, davalının kötü niyetli hareketinin de bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin 1.000.000.000 lira üzerinden devamına, inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Otobüs zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası tür itibariyle can sigortası türü olup, rizikonun gerçekleşmesi ile sigortalı ölmüş ise poliçede ölüm halinde ödenecek sigorta bedeli gösterilmiş bulunduğundan ve sigortanın bu bölümü bir meblağ sigortası niteliğinde olduğundan gerçek zarar hesaplamasına girişilmeksizin bu miktarın aynen ödenmesi gerekmektedir.
Bu tip sigortalarda sigorta bedeli maktu olup, yargılama yapmayı gerektirmediğinden alacağın likit bir alacak niteliğinde bulunması nedeniyle itirazın iptali davası olarak açıldığı taktirde talep halinde ve sair şartlar oluştuğunda davacılar yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de mümkündür.
Davalı sigorta şirketi vekili icra takibine yaptığı itirazında yasal evrakların tamamlanmadığını ileri sürmüştür. Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 17. maddede hak sahiplerinin lüzumlu evrakları tevdi etmekle mükellef oldukları düzenlenmiştir.
O halde mahkemece davacıların icra takibinden önce bu madde çerçevesinde mükellefiyetlerini yerine getirip getirmedikleri ve dolayısıyla davalı sigorta şirketinin icra takibine itirazının bu yönden haklılığının bulunup bulunmadığının tespiti ile hasıl olacak sonuca göre icra inkar tazminatı konusunda karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak icra inkar tazminatı isteminin reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19.02.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 5.3.2002 E. 2001/9651 K. 2002/1948
ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI
YALNIZ YOLCULAR YARARLANIR
ÖZET: Davalı sigorta şirketi, kayıtlarında kazaya karışan araca ait ZMMS poliçesinin bulunmadığını, davacının bahsettiği poliçenin zorunlu koltuk sigorta poliçesi olduğunu savunduğu halde mahkemece bu konuda araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiştir. Otobüs Zorunlu Koltuk Sigortası Genel Şartlarında bu tür sigortalarda ölüm, daimi sakatlık ve tedavi giderlerinin teminat altına alındığı belirtildiğinden üçüncü şahısların aracında meydana gelen hasarlar teminat dışıdır. Mahkemece gerektiğinde davalı sigorta şirketi kayıtlarında inceleme yapılarak kaza tarihi itibarıyla otobüsün davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş geçerli bir ZMMS poliçenin olup olmadığı araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
KARAR : Davacı vekili, davalıların işleten ve trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilince kasko sigortası yapılan araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek TTK.nun 1301 nci maddesi gereğince sigortalıya ödenen 14.450.000.000 TL.nin davalılardan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili, şirket kayıtlarında 42 BG 314 plakalı araca ait ZMMS poliçesine rastlanamadığını, dava dilekçesinde belirtilen 3300271 nolu poliçenin Zorunlu Koltuk Sigorta Poliçesi olduğunu, üçüncü şahısların aracında meydana gelen maddi hasarı karşılamayacağını, TTK.nun 1268 nci maddesine göre 2 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen uzman bilirkişi raporuna göre, sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi, kayıtlarında kazaya karışan 42 BG 314 plakalı araca ait ZMMS poliçesinin bulunmadığını, davacının bahsettiği 3300271 nolu poliçenin zorunlu koltuk sigorta poliçesi olduğunu savunduğu halde mahkemece bu konuda araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiştir. Otobüs Zorunlu Koltuk Sigortası Genel Şartlarının 6. maddesinde bu tür sigortalarda ölüm, daimi sakatlık ve tedavi giderlerinin teminat altına alındığı belirtildiğinden üçüncü şahısların aracında meydana gelen hasarlar teminat dışıdır. Mahkemece gerektiğinde davalı sigorta şirketi kayıtlarında inceleme yapılarak kaza tarihi itibarıyla 42 BG 314 plakalı otobüsün davalı Güneş Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiş geçerli bir ZMMS poliçenin olup olmadığı araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Sigorta Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 5.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 30.10.2003 E. 2003/8714 K. 2003/10119
ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI
KÜÇÜK YOLCULARIN DA YARARLANACAĞI
TTK 1321/2.MADDESİYLE BİR İLGİSİ BULUNMAMASI
Özet : Davadaki uyuşmazlık, Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigortası Poliçesi ile sigortalı araçta yolculuk yapan küçüğün ölümü halinde, bu sigortanın TTK.nun 1321/2 nci maddesi hükmü uyarınca geçerli olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Otobüs zorunlu koltuk kaza sigortasında sigorta ettiren otobüsün işleteni veya taşımacı firma olmasına, poliçe genel şartlarına, TTK.nun 1321/2. maddesindeki geçerlilik halinin konuluş amacının küçükler, kısıtlılar ve özellikle ayırım gücünden yoksun olanlar hakkında sigortanın bu tür kişilere bakmakla yükümlü olanlar tarafından yaptırılması halinde küçük ve kısıtlıların ölümünden bu kişilerin yararlandırılmalarını önlemektir. Sigorta ettirenle riziko şahsı arasında bu tür menfaat ilişkisi olmadığına göre, TTK. 1321/2 hükmünün uygulanması mümkün değildir.
KARAR : Davacı vekili, müvekkillerinin ortak çocuğu olan Caner'in davalı sigorta şirketi nezdinde Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigorta Poliçesiyle sigortalı otobüste yolcu iken meydana gelen kazada vefat ettiğini ileri sürerek, (10.000.000.000)TL sigorta tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların murisi olan Caner'in kaza tarihinde küçük olması nedeniyle TTK'nun 1321 nci maddesi uyarınca poliçenin geçersiz olduğunu, davacılara ancak ölüm tarihi itibariyle riyazi ihtiyat ödenebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflarca sunulan delillere göre, davaya konu trafik kazasında sadece davacıların oğlunun vefat ettiği ve poliçe limitinin 10 milyar TL olduğunun anlaşıldığı, davalı vekili, davacıların çocuğunun küçük olması nedeniyle TTK'nun 1321nci maddesi uyarınca sigorta poliçesinde teminat miktarını tespit eden şartın geçerli olmadığını savunmuş ise de, davacı tarafın dayanağı olan Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta sözleşmesi olup, sözleşme gereği taşımacı ile bilet sahibi olmak sureti ile yolcu sıfatını alan ve otobüste seyahat eden tüm kişileri kapsadığı, yolcunun küçük, mahcur veya mümeyyiz olmaması hallerinin bu tür sigortaların geçerliliğini etkilemeyeceği ve ölüm halinde ödenecek miktar belirtilmiş olduğundan davalının savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davadaki uyuşmazlık, Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigortası Poliçesi ile sigortalı araçta yolculuk yapan küçüğün ölümü halinde bu sigortanın TTK.nun 1321/2 nci maddesi hükmü uyarınca geçerli olup, olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bu tür sigortanın teminat kapsamını belirleyen genel şartların 1 nci maddesinde "İşbu sigorta uluslararası ve şehirlerarası yolcu taşıyan ve poliçede kayıtlı otobüste seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını.......... taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içerisinde........ maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı temin eder" hükmüne yer verilmiş olup, bu tür sigortada sigorta ettiren, otobüsün işleteni veya taşımacı firmadır. TTK.nun 1321/2 nci maddesindeki geçerlilik halinin konuluş amacı ise, riziko şahsı korumak, diğer bir deyişle küçükler, kısıtlılar ve özellikle ayırtım gücünden yoksun olanlar hakkında, sigortanın bu tür kişilere bakmakla yükümlü olanlar tarafından yaptırılması halinde, küçük ve kısıtlıların ölümünden bu kişilerin yararlandırılmasını önlemek ve bu konuda çıkacak çelişkileri gidermeye yöneliktir. ( Bkz.Dr.S.Ünan Hayat Sigortası Sözleşmesi, İst.1998, sh.25 vd ) yukarıda da değinildiği gibi, Zorunlu Koltuk Sigortasında, sigorta ettiren ile riziko şahsı arasında bu tür menfaat ilişkisi olmadığı gibi, rizikonun oluşmasında sigortadan menfaati bulunan kişilerin bir etkisinin bulunması da mümkün bulunmadığına göre, bu tür sigortada TTK.nun 1321/2 nci maddesi hükmünün uygulanması mümkün olmadığından ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigortacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun görülen kararın ONANMASINA 30.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 12.4.2011 E. 2010/4784 K. 2011/4246
ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI
İL SINIRLARI İÇİNDE YAPILAN YOLCU TAŞIMALARI
ÖZET : Dava, otobüs zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kazanın meydana geldiği güzergahın, kaza tarihinin ve aracın nitelikleri bildirilmek suretiyle Trabzon Valiliğinden anılan tarih itibariyle il sınırları içinde yapılan yolcu taşımalarında yetki belgesi verilip verilmediği, veriliyor ise yasal dayanağı ile uygulamanın ne olduğu sorularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta sözleşmesi ile sigortalı davalıya ait aracın, yolcu taşımacılığı yaptığı sırada meydana gelen kaza sebebiyle ölen kişinin hak sahiplerine sigorta teminatının ödendiğini, ancak davalıya ait aracın yolcu taşımacılığı için gerekli yetki belgesinin bulunmadığını, bu sebeple poliçe genel şartları gereğince ödenen tazminattan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 57.500 YTL'nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kazanın meydana geldiği tarih itibariyle il sınırları içinde yapılan taşımalar için yekti belgesi alma zorunluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait aracın yetki belgesi olmaksızın yolcu taşırken meydana gelen kaza sonucu ölenin hak sahiplerine davacı tarafından ödenen tazminattan davalının işleten olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, otobüs zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücu en tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı tarafından, davalı belediyeye ait otobüsün 30.12.2006 tarihinde Yeşilköy Beldesi'nden Beşikdüzü İlçesine gitmekte iken kazaya uğraması sonucu ölen kişinin yakınlarına zorunlu koltuk feri kaza sigorta sözleşmesine göre yapılan tazminat ödemesinin aracın yolcu taşıma yetki belgesinin bulunmadığı iddia edilerek Poliçe Genel Şartlarına göre sigortalıdan tahsili talep edilmiş, davalı tarafından ise kaza tarihi itibariyle yolcu taşıma yetki belgesi alınma zorunluluğunun bulunmadığı savunulmuştur.
Gerçekten de, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Poliçesi Genel Şartlarının sigortalıya rücu hakkı başlıklı B.7.c maddesinde, taşımacının yetki belgesinde kayıtlı olmayan taşıtlarla yapılan veya yetki belgesi olmadan yapılan taşmalar sonucu meydana gelen kaza sonucu ödenen tazminatın sigortalıdan rücuen tazmin edileceği düzenlenmiş olup, uyuşmazlık, kaza tarihi itibariyle il sınırları içinde yapılan yolcu taşımacılığında yetki belgesi alınma zorunluluğu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davaya konu taşımanın Trabzon İli Beşikdüzü İlçesi ile bu ilçeye bağlı 9 km mesafedeki Yeşilköy Beldesi arasında, dolayısı ile il sınırları içinde yapıldığı hususları çekişmesizdir. 25.2.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 2/3. maddesinde "taşıma mesafesine bakılmasızın il sınırları içinde yapılan yolcu taşımaları, 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası yolcu taşımaları ile belediye sınırları ile mücavir alanı içindeki taşımaların bu yönetmelik kapsamı dışında olduğu, bunlar için Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik yürürlüğe konuluncaya kadar il sınırları içinde yapılan yolcu taşımları ile 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası yolcu taşımaları il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle ilgili valiliklerce, belediye sınırları ile mücavir alanı içindeki şehiriçi taşımalar il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle, ilgili belediyelerce bu yönetmeliğin taşımacılar için getirdiği sorumluluk ve yükümlülükler dikkate alınarak düzenleneceği belirtilmiştir.
Buna göre, taşımanın güzergahı ve kazanın meydana geldiği tarih itibariyle Ulaştırma Bakanlığı tarafından bu konuda henüz yönetmelik çıkarılmadığından davalının aracı hakkında yolcu taşıma konusunda yetki verilmesine ilişkin uygulama Trabzon Valiliği tarafından belirlenecektir. Anılan valilik tarafından hazırlanan Karayolu Yolcu Taşıma Yönergesi ise 10.11.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yani, kazanın meydana geldiği 30.12.2006 tarih ve güzergah itibariyle davalının aracı için yetki belgesi hususunda Karayolu Taşıma Yönetmeliği hükümleri uygulanamayacağı gibi, Trabzon Valiliği tarafından Taşıma Yönergesi de kaza tarihi itibariyle henüz hazırlanmış ve yürürlüğe girmiş değildir.
Mahkemece, buna rağmen davalının yolcu taşıma yetki belgesinin bulunması gerektiği halde olmadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, bu belgenin kimden ve hangi usule göre alınmış olması gerektiği açıklanmadan karar verilmiştir.
Oysa, mahkemece, kazanın meydana geldiği güzergahın, kaza tarihinin ve aracın nitelikleri bildirilmek suretiyle Trabzon Valiliğinden anılan tarih itibariyle il sınırları içinde yapılan yolcu taşımalarında yetki belgesi verilip verilmediği, veriliyor ise yasal dayanağı ile uygulamanın ne olduğu sorularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin harç ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek olmadığına 12.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 14.4.2011 E. 2010/3096 K. 2011/4381
ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI
TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZİ UYGULANACAĞI
ÖZET : Dava, zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafça dava dilekçesinde alacağın ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte tahsili talep edilmesine rağmen, mahkemece, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın B.5. maddesi uyarınca yasal faiz uygulanmasına, davacıların avans faizi talebinin reddine karar verilmiş ise de poliçe genel şartlarında belirtilen "yasal temerrüt faizi" ibaresinin Yasa'da kararlaştırılan faiz olarak anlaşılması gerektiği nazara alınarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıma ve zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesinden kaynaklanması sebebiyle davacıların talebi gibi avans nispetinde temerrüt faizine hükmedilmek gerekir.
KARAR : Davacılar vekili asıl ve birleşen davada davacı Döne'nin eşi, diğer davacıların babası olan A. K.'ın davalı sigorta şirketi nezdinde Ferdi Kaza Koltuk Sigorta Poliçesi ile sigortalı otobüsün sürücüsü iken meydana gelen çift taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, müvekkillerince sigorta şirketine müracaat edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00TL'nın ticari temerrüt ( avans ) faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, ıslahla D. için 19.999,99 TL, M. O. K. için 6.666,66 TL olmak üzere 26.666,65TL, birleşen davanın davacılarının her biri için ayrı ayrı 6.666,66 TL olmak üzere toplam 53.333,28 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ile sigortalı aracın sürücüsü olan davacıların murisinin ölümünün poliçe teminatı kapsamında olduğu, Ferdi Kaza Koltuk Sigortası meblağ sigortası olup poliçede yazılı tutara davacıların hak kazandığı, Ferdi Kaza Koltuk Sigortası Poliçesi Genel Şartlarının B-5. maddesi uyarınca yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüyle D. için 19.999,99 TL, M. O. K. için 6.666,66 TL olmak üzere 26.666,65 TL, birleşen davanın davacılarının her biri için ayrı ayrı 6.666,66 TL olmak üzere toplam 53.333,28TL'nın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek Ferdi Kaza Koltuk Sigortası Poliçesi Genel Şartlarının B-5. maddesi uyarınca yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıların avans faizi talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar temyiz etmiştir.
Dava, zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafça dava dilekçesinde alacağın ticari temerrüt ( avans ) faizi ile birlikte tahsili talep edilmesine rağmen, mahkemece, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın B.5. maddesi uyarınca yasal faiz uygulanmasına, davacıların avans faizi talebinin reddine karar verilmiş ise de poliçe genel şartlarında belirtilen "yasal temerrüt faizi" ibaresinin Yasa'da kararlaştırılan faiz olarak anlaşılması gerektiği nazara alınarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıma ve zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesinden kaynaklanması sebebiyle davacıların talebi gibi avans nispetinde temerrüt faizine hükmedilmek gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıdaki bentte açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacılar yararına BOZULMASINA14.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 5.6.2012 E. 2012/3332 K. 2012/9768
ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI
BİR MEBLAĞ SİGORTASI OLMASI
ZARAR SİGORTASI GİBİ DEĞERLENDİRİLMEMESİ GEREKTİĞİ
ÖZET: Dava, yolcu taşıma sözleşmesi kapsamında meydana gelen trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davalı şirketlerden birisi kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı durumundadır.
Zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bir meblağ sigortası niteliğinde olup, bu sigortaya dair Genel Şartlar A.3.2 maddesi uyarınca tazminatın ilgili maddede belirtilen oranlar dahilinde maktu olarak belirlenmesi gerekirken, zarar sigortası gibi değerlendirme yapılarak malüliyet üzerinden işgöremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
KARAR : Dava, yolcu taşıma sözleşmesi kapsamında meydana gelen trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine dair olup, davalılardan İ... Sigorta A.Ş.'nin kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olduğu anlaşılmaktadır. Zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bir meblağ sigortası niteliğinde olup, bu sigortaya dair Genel Şartlar A.3.2 maddesi uyarınca tazminatın ilgili maddede belirtilen oranlar dahilinde maktu olarak belirlenmesi gerekirken, zarar sigortası gibi değerlendirme yapılarak %40 malüliyet üzerinden işgöremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple davalı İsviçre Sigorta A.Ş. yararına BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalıların temyiz itirazının kabulüyle kararın BOZULMASINA05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 2.7.2012 E. 2010/8267 K. 2012/11567
ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI
MALULİYET ORANI ÜZERİNDEN ÖDEME YAPILMASI
ÖZET : Zorunlu koltuk sigortası meblağ sigortası olup, poliçede yazılı maluliyetin gerçekleşmesi halinde, bu maluliyetin poliçedeki karşılığı nispetinde ödeme yapılmasını gerektiren bir sigorta türüdür.
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin, davalılardan Ray Sigorta A.Ş'ne "Zorunlu Mali Mesuliyet, diğer davalı A... A.Ş'ne "Otobüs Zorunlu Koltuk Sigortası" ve "İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası" poliçeleri ile sigortalı bulunan otobüste yolcu olarak bulunduğu esnada meydana gelen trafik kazası neticesinde ağır şekilde yaralandığını, davalı Ray Sigorta A.Ş tarafından sadece tedavi gideri olarak 1.010,56 TL kısmi ödeme yapıldığını, bakiye tedavi giderleri ile maluliyet ve işten kalma zararlarının ödenmediğini ileri sürrerek, ıslahen ( 313.950.000 ) TL tedavi gideri ile ( 7.000.000.000 ) TL işgöremezlik zararı olmak üzere toplam ( 7.313.950.000 ) TL'nın davalı Ray Sigorta A.Ş'den, ( 10.300.000.000 ) TL'nin davalı A... A.Ş den 06.05.2000 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı A... vekili, Otobüs Zorunlu Koltuk Sigortasından ödeme yapılabilmesi için davacının maluliyetinin belirlenmesi gerektiğini, istenen miktarın zorunlu trafik sigortası hadleri içerisinde kaldığını savunarak, davanın reddine istemiştir.
Mahkemenin, davanın kabulü ile, ( 7.313,95 ) TL'nın davalı Ray Sigorta A.Ş'den, ( 10.300 ) TL'nin davalı A... A.Ş den tahsiline ilişkin kararı, davalı A... A.Ş'nin temyizi üzerine dairemizin 22.09.2008 tarihli ilamı ile davalı A... A.Ş yararına bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yeniden rapor alınmış, malüliyet yönünden benimsenen son bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, esasen davacıdaki vücut arızasının Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının 6/b maddesi eki cetvelin en alt satırında yer alan bölüme girdiği, bu halde davalınn gerçekleşen zararın yalnızca %10'undan sorumlu olduğu, 12.06.2006 tarihli bilirkişi raporunda gerçek zararın 71.136, 33 TL olarak hesaplandığı, davalının bu miktarın %10'undan sorumlu olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, 7.136,33 TL'nin faizi ile birlikte davalı A... A.Ş den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Zorunlu koltuk sigortası meblağ sigortası olup, poliçede yazılı maluliyetin gerçekleşmesi halinde, bu maluliyetin poliçedeki karşılığı nispetinde ödeme yapılmasını gerektiren bir sigorta türüdür. Mahkemece alınan son bilirkişi raporunda davacıdaki araz “göğüs kafesinde devamlı şekil bozukluğu yapan kaburga kırıklığı" olarak kabul edildiğine göre, zorunlu koltuk sigorta poliçesi nedeniyle davacının isteyebileceği tutarın, poliçe limiti olan 10.000 TL’nin %10’u olduğu gözetilip bu poliçe nedeniyle 1.000 TL’ye hükmedilmesi, keza davacının davalıdan zorunlu koltuk sigortası dışında ihtiyari mali mesuliyet sigortası nedeniyle de 300 TL talep edebileceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış ve kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı Ak Sigorta A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenle davalı Ak Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA 02.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.